T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
KONYA / SELÇUKLU - Osman Nuri Hekimoğlu Anadolu Lisesi

GAZETECİ MUSTAFA BALKAN E-MEVZU EKİBİYLE

 

LİSELİ GENÇLERLE BAŞBAŞA

 

Osman Nuri Hekimoğlu Anadolu Lisesi’nin her ay düzenli olarak çıkardığı Mevzu Dergisi’nin genç kadrosu ile bir araya gelerek gazete ve dergicilik üzerine bir sohbet yaptım.
Atlıhan’da 23 Kasım 2018 Cuma günü saat 15.00’da gerçekleşen bu güzel sohbete ön ayak olan değerli kardeşim ve edebiyat öğretmeni Musa Avcı’ya çok teşekkür ederim. Ayrıca Osman Nuri Hekimoğlu Anadolu Lisesi Müdürü Şaban Yavuz’a, Edebiyat öğretmeni İbrahim Dinçer ile Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi öğretmeni İsmail Demirbaş ile beni can kulağıyla dinleyen her biri birbirinden kıymetli ve ekseriyeti kızlardan oluşan bütün talebelere teşekkür ediyorum.

 

***
İki saate yakın devam eden bu güzel sohbet, karşılıklı sorularla tam kıvama gelmişken zamanın nasıl da hızlı bir şekilde akıp geçtiğinin farkına bile varamadım. Gazetecilik ve dergiciliğin bir aşk, sevgi ve heyecan işi olduğunu ortaokul ve lise yıllarındaki geçici aşklarımdan örnekler vererek mevzuya renk katarken, söze, liseli gençlerin, eskiden Kutlu Doğum Haftası olarak kutladığımız ve teması “Peygamber ve Gençlik” olarak belirlenen Mevlid-i Nebi Haftası’nı kutlayarak başladım. Zaman zaman Peygamber Efendimiz’in (salat ve selâm onun üzerine olsun) hayatından kıssa ve örnekler vererek hayatları boyunca; alabilecekleri “en güzel örnek” şahsiyetin Efendimiz(s.a.v.)olduğunu söyledim.

 

***
Gazetecilik ve yazarlığa nasıl başladığımla ilgili bilgileri kısa ve öz olarak gençlerle paylaştıktan sonra gazetecilik mesleğine, 1978’li yıllarda okurken aşk derecesinde bağlandığımı ve sonradan sevmeye başladığımı meslek hayatımdan misaller vererek anlattım. Konya Postası, Konevi Dergisi ile Gözyaşı Dergisi’ndeki muhabirlik, yazarlık hayatındaki hatıralarımı da anlattım. Yazarlığa “dinleyerek” başladığımı, dinlediklerimi devamlı olarak not aldığımı ve önce anlamaya, anlamanın da ötesinde tefekkür ettikten sonra hayatıma sokmaya gayret ettiğimi sevgili gençlere ifade ederek “Hz. Mevlâna ünlü Mesnevî-i Şerifinde ilk on sekiz beytine başlarken “Bişnev-Dinle” diye başlıyor. Dinlemek anlamaktır. Dinlemek sanattır. Dinlemek, haberin kaynağını araştırmak, kulakla beraber göz ve kalbi de devreye sokarak künhüne vakıf olmaya çalışmaktır. Beni dört kulağınızı açarak dinleyin. Derste güzel konuşan ve dersi en güzel şekilde anlatan hocalarınızı da dinleyin ve onlara teşekkür edin” dedim.

 

***
Sosyal medya ve gazete ilişkisiyle ilgili bir soruyu cevaplandırırken, gazete kokusunu her zaman sevdiğimi ve gazetenin, internet gazeteciliği ile sosyal medyaya hiçbir zaman yenik düşmeyeceğini, yaşayacağını söyledim. Gençlere, sosyal medya’ya fazla güvenilmeyeceğini, sırlarını paylaşmamaları gerektiğini ifade ederek “Peygamberimiz, sırlarını tek bir insan ve sahabeyle paylaşmıştır. O da Hz. Huzeyfe’dir. Sır saklamasını biliniz. Sırrınızı güvendiğiniz kişiyle paylaşın. Sosyal medya’da sırlarınızı paylaşarak fâş etmeyiniz” dedim. Sosyal medyadaki bilgilerin kırıntı ve malumattan öteye gitmediğini anlatırken de, bilginin aynı zamanda güç ve kuvvet demek olduğunu, gerçek bilgiye sahip olan milletler ve devletlerin de o bilginin ne denli işe yaradığını, güçlü olduğunu bildikleri oranda güçlü devletler kurarak medeniyetler inşa ettiklerini dile getirdim. Allah’ın her sözümüzü işittiğini ve bizi dinlediğini, devletlerin de eskiden istihbarat (casuslar) vasıtasıyla, günümüzde ise uydular ve modern dinleme cihazları aracılığıyla (meselâ cep telefonlarıyla) önemli kişileri dinlediklerini anlattım.

 

***
Dinlemenin “Muhammedî bir edep” olduğunu, ilmin ve soru sormanın yarısının dinlemekle elde edildiğini ve bilginin kulaktan ekildiğine ise; anne karnına ve rahmine düşen embriyonun ilk oluşmaya başladığı uzvun “kulak” olduğu gerçeğine vurgu yaparak dile getirdim. Demek ki çocuk, daha ana karnında iken kulaktan besleniyor!
Okumak da, dinlemek de farzdır. İkisinin ortak paydası, anlamaktır. Ben bir konuşmacı olarak beni iyi dinleyeni ve anlayanı severim. Bu sebeple beni “baştan ayağa kulak kesilerek dinle”yen liseli gençlere teşekkür ettim. Ben iyi yazmayı ve iyi konuşmayı iyi bir dinleyici olmakla elde ettim. Bizim Mukaddes Kitabımız “OKU” diye başlar, konuş diye değil.
Aşk kulakta başladığı gibi kulakta biter.
Sevginin ilk görevi dinlemektir. Bizim kişiliğimizi besleyen kulaktan dinlediklerimizdir.
Bize dinlemeyi lütfeden Allah’ım! Seni çok seviyoruz.
Sana; dinlemesini bilen liseli gençlerle başbaşa sohbet edecek bir zaman dilimini bana lütfettiğin, kullarını da buna vesile kıldığın için sonsuz şükranlarımı sunuyorum.

 

NOT: Aralık ayı kapak konusunu “Yoksulluk” olarak belirleyen Mevzu Dergisi, benimle yaptığı mülâkatı da bu yılın son sayısında yayınlayacak.

 

Mustafa Balkan
Gazeteci Yazar
23 Kasım 2018 – Meram, Atlıhan

 

03-12-201803-12-201803-12-201803-12-201803-12-201803-12-2018

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin
Yayın: 03.12.2018 - Güncelleme: 03.12.2018 12:45 - Görüntülenme: 1243
  Beğen | 7  kişi beğendi